Yaz dönemiyle birlikte tekrar Aladağlar’ dayım.
Seval ve 2 arkadaşım ile birlikte 30 Mayıs Perşembe akşamı otobüsle Niğde’ ye, ardından Çamardı arabasıyla Çukurbağ Köyü’ ne, Salim Abi’ ye gittik. YDK Meteoroloji İstasyonu’ nun birtakım işlerini hallederken bir yandan da Salim Abi’ nin eşinin hazırladığı kahvaltıyı yiyip çayımızı içtik. Akşamüstü Salim Abi bizi Sokullupınar kampının biraz üzerindeki (Narpuz – Karayalak arası) kamp alanına götürdü. Kampımızı kurup, yeşil kampın yemek çadırında keyif yaptık.
Saat 21.00 civarında sevgili dostum Tunç Fındık da geldi. Tunç tek kişilik bivağına yerleştikten sonra biz de çadıra girip yattık. Saat 03.00 civarında kalkıp hızlıca çantamızı hazırlayıp kahvaltıya oturduk. Seval, Can ve Mert ile birlikte Emler Zirvesi’ ne gitmek üzere kamptan 04.15 gibi ayrıldı. Biz de 04.30 civarında Tunç ile birlikte Demirkazık Hodgkin – Peck (Günaybatı) kar-buz kulvarına çıkmak için kamptan ayrıldık. Hodgkin – Peck kulvarı girişine kadar önce yatay olarak Narpuz boğazına doğru geçtik. Ardından çok fazla çarşağa girmemeye gayret göstererek yukarı tırmandık. Daha sonrasında hafif bir yan geçişle kulvarın başladığı vadiye girdik.
Birkaç yudum çay içip kuruyemişimizden atıştırdıktan sonra kulvara girdik. Kulvardaki kar miktarı iyi fakat koşulları çok iyi sayılmaz. Yer yer bilek-diz hizasında bata çıka ilerledik. ~3000 metre üzerinde, giderek sertleşen karda ilerlemeye devam ettik. V çentiğini gördüğümüz noktadan sağa giden, daralan kulvara girip, bu kulvarın da sağını takip edip yükselemeye başladık. Peck kulvarının bilinen rotası akmaya başladığı için oradan vazgeçip iyice sağdaki yüze ve kanala girdik. Kramponla kar-buz kulvarında ilerledik, bazen de kramponları çıkarıp çürük diyebileceğimiz bir kaya yapısında, III+ civarında tırmandık. Krampon tak-çıkar atraksiyonları yapıp boşluk hissinin zevk verdiği yüzeylerde tırmanıp, dağın güneyine bakan sırtlarından birine çıktık. Sırtların altından üstünden geçerek yaklaşık 6 saatte Demirkazık (3756m) Zirvesi’ ne ulaştık. Hava oldukça güzel. Ara ara güney tarafı bulutlansa da bol bol fotoğraf çekip sohbet ettik Tunç ile.
Zirve keyfinin ardından klasikten inmeye karar verdik. Külaha doğru alçalıp yer yer ip kullanarak indik. İnişte sikkeleri yokladık; bırakılmış perlon ve iplere baktık. Elimizden geldiği kadar eski olanları kesip atıyor, sağlam sikkelere yeni ip takıyoruz. Külah üzerinde oldukça fazla iniş aleti var, belki de Tunç’ un dediği gibi sabit noktalar oluşturmak burası için en mantıklısı. Bunları düşünürken kendimizi Kızılçarşak’ ın ve Doğu Çarşağı’ nın birleştiği belde bulduk. Peynir ve ekmekten oluşan muhteşem ikiliyi hazırlayıp, hafif rüzgar altında burada da keyif yaptık. Ardından Kızılçarşak’ tan hoplaya zıplaya aşağıya inip Narpuz Vadisi’ nden geçtik ve kampımıza döndük. Bizden 1 saat kadar önce Seval ve diğer arkadaşlar kampa dönmüşler. Sağ olsunlar yaptıkları kahve ve çaydan içtikten sonra yemeğin ve açık havanın keyfini çıkardık.
Rapor: Anıl Şarkoğlu
Aladağlar Haziran 2013